
Türk Halk Müziği sanatçısı Sümer Ezgü, koronavirüs mücadelesinin sürdüğü günleri evinde müzik yaparak geçirdi. Birçok canlı yayın da düzenleyen Ezgü ile normalleşme süreci ile birlikte yeniden kapılarını açan Sümer Ezgü Sanat Akademisi’ni ve pandemiden sonra sanatın durumunu konuştuk.
Sümer Ezgü Sanat Akademisi, normalleşme dönemiyle birlikte eğitimlere kaldığı yerden devam ediyor… Yeni süreçteki tedbirlerinizi öğrenebilir miyiz?
Başta ben olmak üzere, tüm çalışanlarımız ve öğrencilerimiz içeriye ateşi
ölçülerek ve sıvı dezenfektanla el temizliği yapılarak alınıyor. Derslerde
maske ya da siperlik kullanıyoruz. Girişte eller temizlenmesine rağmen
öğrenciler şeffaf eldivenler kullanıyor ve piyano tuşları her seferinde
siliniyor. Bağlama, keman, yan flüt, gitar gibi bireysel derslerde fiziki
mesafe korunuyor.
“Bu çapta eğitim veren okul Antalya’da olmadığı gibi, Türkiye’de de pek az.”
Şuanda verilen eğitimler neler?
5. Aşama Yaratıcı Drama Eğitmenlik Sertifika Kursumuz
uzaktan devam ediyor.
Akademide de piyano, bağlama, gitar, keman, yan flüt, çocuk korosu, şan, müzik
okulları sınavı hazırlığı, zeybek ve teke yöresi halk oyunları, diksiyon,
tiyatro, salon dansları gibi eğitimler veriyoruz. Yani skalası geniş bir
kurumuz. Bu çapta eğitim veren okul Antalya’da olmadığı gibi, Türkiye’de de pek
az.
Eğitim sonrası öğrenciler sertifika
alabiliyor mu?
Tabii. Çünkü biz Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlıyız. Takip ettiğimiz
müfredattan sonra sınav yapılıyor ve sertifika veriyoruz. Ayrıca London College
temsilcisiyiz. Her yıl İngiltere’den hocalar gelip, sınav yapıyorlar.
Uluslararası geçerliliği olan sertifika veriyoruz. Biz üç yıl önce kurulduk ve
bir öğrencimiz Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü %50 burslu kazandı.
Başka bir şan öğrencimiz de İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nı
birincilikle kazandı.
“Sanatla iç içe yaşayan insanlar, daha güzel dünyalar yaratır.”
Çocuklar için sanat eğitiminin önemi
nedir?
Sanatla iç içe yaşayan insanlar, daha güzel dünyalar yaratır. Sanat her şeyden
önce kişide farkındalık geliştirir. Kişinin meziyetlerini kavramasını ve
sergilemesini sağlar. Sanatla uğraşan insanlar barışıktır. Ruhsal olarak daha
doyumludurlar, İnsanlarla iletişimleri daha iyidir ve sosyaldirler. Artık
hayatta başarılı ve mutlu olmak için akademik başarının yeterli olmadığı
anlaşıldı. Sosyal başarı için sanat gibi konular birincil derecede etkilidir.
“Pandemi, sanatın toplumsal işlevini ve gücünü bir kez daha hatırlattı.”
Sanatın
iyileştirici gücüne pandemi sürecinde ihtiyaç duyuldu mu?
Genellikle sanatsal faaliyetler kriz dönemlerinde rafa
kaldırılıyor ama pandemi, sanatın toplumsal işlevini ve gücünü bir kez daha
hatırlattı. Ben ve öğretmenlerimiz, pandemi sürecinde evlerimizden canlı
yayınlar yaptık. Bu hem bizi daha diri tuttu, hem de halkımızın moral değerlerini
ve yaşama gücünü destekledi. Ülkemizden ve tüm dünyadan ciddi izlenmeler ve
paylaşımlar oldu.
Canlı yayında bir de kaza geçirdiniz…
Evet, Kabataş Erkek Lisesi adına benimle yapılan canlı yayında taburede
oturduğumu unutup, arkaya yaslanınca olanlar oldu ve tabureden düştüm. Çok
komikti, sevgili Duygu Canbaş’la dakikalarca karşılıklı güldük. Bu Türkiye’de
olay oldu. İnsanlar da çok güldü, herkes çok bunalmıştı ve bütün ana haber ve
magazin programlarında da gülümseten canlı yayın kazası olarak yer aldı.
“Belediyeler alanlarda değil, internet üzerinden konserler düzenleyebilir.”
Bu çaptaki bir salgın sanat dünyasının geleceğini nasıl etkileyecektir sizce?
Bundan sonra teknolojinin de katkılarıyla yerin öneminin kalmayacağını düşünüyorum. İletişim ve müzik üretimi için yeni koşullarda yeni şekiller olacak mutlaka. Günlük müzik yaparak para kazanan müzisyenler başta olmak üzere herkes pandemiden çok etkilendi. Evlerden kayıtlar değer kazandı. İnternet üzerinden paylaşımlar arttı. Müzik üretimleri bire bir yan yana gelinmese de sanal dünyadan daha yoğun paylaşılacak. Sponsorlu internet konserleri yapılabilir. Belediyeler alanlarda değil, internet üzerinden konserler düzenleyebilir. Bir araya gelmeden ortak müzik üretimleri ve paylaşımları yoğunlaşabilir.
Siz vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz, bu
süreç size neler kattı?
Canlı yayınlarımda ve YouTube kanalımda paylaştığım değerli çalışmalarım oldu.
‘Evde Kal’ bestesi yaptım. ‘23 Nisan’ ve ‘19 Mayıs Marşları’ besteleyip,
yayınladım. Minnet ve teşekkür içeren ‘Siz Var Olun Sağlık Olsun’ bestemi
sağlık emekçilerimize armağan ettim. 23 Nisan’da Duraliler Köyü Ortaokulu
öğrencileri ile pandemi öncesinde çektiğimiz klibi, pandemide montajlayıp 23 Nisan
Bayramı’nda yayınladık. Bakırköy ve Manisa Güzel Sanatlar Liseleri ile uzaktan
ortak kayıtlar yaptık. Milli Eğitim Bakanlığı için evlerden ‘Yöresel Senfoni
Kaydı’ yaptık. Mahmut Abra’nın, Nazım Hikmet’in ‘Kapının Arkasında Ölüm Değil
Hayat Var’ şiirini bestelediği eserini seslendirdik.
Son olarak gelecek projelerinizi öğrenebilir miyiz?
Tabii ki Sümer Ezgü Sanat Akademisi’ni yaşatmak istiyorum. Ayrıca köy çalgıları, senfonik yaylılar ve halk danslarından oluşan ‘Yöresel Senfoni Orkestram’, Antalya için çok özel bir ekip. Türkiye’yi tüm uluslararası platformlarda temsil edecek değerde. Bunu da yaşatmak istiyorum. Eski Halk Dansçısı olduğum için ‘Anadolu Müzikali’ başka bir hayalim. Bu eylülde yine TRT Müzik’te ‘Sümer Ezgü ile Nazar Değmesin’ devam edecek. Ayrıca dolaşarak Anadolu belgeselleri çekmek istiyorum. Ayrıca müzik kayıtlarım tabii ki devam edecek.